Vücudunuzun Yapı Taşları

Vücudunuzun Yapı Taşları

Amino Asitler, vücutta kuvvet ve gelişimi sağlayan,organizmadaki her hücrenin oluşumunda hayatî öneme sahip olan besin kaynaklarıdır. Bir anlamda hücrelerimizin yapı taşlarıdır.

Proteinler, önemli olan 22 çeşit amino asit molekülünün değişik oranlarda birleşmesinden meydana gelmiştir. Bunların farklı oranda birleşmesi sayılamayacak kadar çok çeşitte protein türü oluştururlar.

Bunlardan en önemli 9 tanesi TEMEL AMİNO ASİT‘tir. Besinlerde bu temel amino asitlerden ne kadar çok bulunursa, bu proteinlere yüksek değerli proteinler denir. Hayvansal proteinler bu açıdan yüksek değerli proteinler olup, daha çok temel amino asit içerirler.

Organizma beslenme yolu ile temin ettiği proteinleri, içindeki amino asitlere parçalayarak, kendi hücre yapımı için gerekli amino asitler haline getirir.

AMİNO ASİTLER

1. Hayatî önemi olan temel amino asitler
2. Hayatî önemi olmayan amino asitler
3. Organizma için %100 gerekli olmayan amino asitler olarak üç ayrı kısımda inceleyebiliriz.
 

İşte Amino Asit Rehberiniz :

Organizma tarafından üretilemeyen ve besinlerle mutlaka alınması gereken 9 adet hayatî önemi olan temel amino asit ve fonksiyonları şunlardır:

1.Hayatî önemi olan temel amino asitler

Valin : Ağ-Zincir biçimindedir.

Sinir sistemi fonksiyonlarını düzenler.

Karaciğer yoluyla değil, aktif olarak kas tarafından alınır.

Leucin : Enerji kaynağı olarak kullanılan ağ-zincir şeklinde bir amino asittir.

Kan ve hücre yapımını sağlar, kas proteininin bitmesini engellemeye yardım eder

Beyin tarafından uyarılan sinir uyarılarının intikal dozunu ayarlar ve aynı zamanda sinir sisteminde acı sinyallerinin geçişini engelleyen enkafalinin salgılanmasını sağlar• Deri ve kemiklerin iyileşmesine yardım eder.

Isoleucin : Ağ-zincir şeklindeki bu amino asit hazır olarak alınarak kas dokusu tarafından enerji olarak kullanılır.

Kas kaybının önler, Hemoglobin oluşumunu sağlar.

Threonin : Amino toksin temizleyecilerinin önde gelenlerindendir.

Karaciğerde yağ birikmesini engeller, Kalojenin önemli yapıtaşlarındandır.

Methionin : Karaciğerdeki toksik artıkların atılmasına yardımcı olarak, karaciğerin ve böbrek dokularının yenilenmesine yardımcı olur. Antioksidan seviyesini arttırır ve kan kolestrol seviyesini düşürür, Sistin ve kreatin oluşumunda rol oynar.

Phenylanalin : Tirosin’in öncüsüdür.

Öğrenme, hafıza, ruh hali ve uyanıklılık düzeylerini arttırır

Bazı depresyonların tedavisinde kullanılır, Kalojen üretiminde önemli rol oynar, iştahı kontrol eder

Vejeteryanlarda genellikle düşük seviyede bulunur.

Tryptophan : Temel sinir uyarıcılarından serotonin öncüsüdür.Serotoninin sakinleştirirci etkisi vardır ve uyku verir, büyüme hormonunun salgılanmasını sağlar, sinir sistemini düzenler.

Histidin : Derideki en önemli ultra-viole emicilerindendir

Kırmızı ve beyaz kan hücrelerinin (Al ve akyuvar) üretiminde rol oynar ve bu yönüyle Aneminin (Kansızlık) tedavisinde önemlidir

Allerjik rahatsızlıkların, romotoid arthirit ve ülser tedavisinde kullanılır.

Lysin : Vücutta lisin azaldığında protein sentezi zorlaşır, bu da kas ve bağ dokularını olumsuz etkiler

Virüsleri engeller, uçuk tedavisinde kullanılır

C vitamini ile birlikte L-Karnitini oluşturur.

L-Karnitin : Kas dokusunun oksijeni daha iyi kullanmasını sağlayarak yorgunluğu engeller

Kemik, kıkırdak ve diğer bağ dokuları oluşturan lifli bir protein olan Kalojen oluşumuna yardımcı olarak, kemik gelişimini sağlar.

2. Hayatî önemi olmayan amino asitler

Arginin : İnsülin, glükagon, büyüme hormonu (GH) salgılanmasını arttırır. ( Ornitin’ie birlikte daha etkilidir.) Yaraların iyileşmesi, kalojen oluşumu, bağışıklık sistemi uyarımları üzerinde etkilidir

Kreatin : Gama ( Beyin nörotransmit’i :Gaba) amino bütrik asit öncüsüdür.

Sperm sayısını ve T-Limposit tepkisini arttırır.

Systein : Zararlı kimyasalları L-aspartik ve L-sitrülin ile birlikte etkisizleştirir. Alkol ve sigaranın neden olduğu zararları önlemeye yardım eder, beyaz kan hücrelerinin aktivitelerini uyarır.

Tyrosin : Dopamin, norepinephrine ve epinephrine gibi nörotransmitlerin, Tiroid ve büyüme hormonlarının, cilt ve saç dokularını renklendiren melanin’in öncüsüdür.

Ruh halini dengeler.

3. Organizma için %100 gerekli olmayan amino asitler.

Alanin : Doku bağlarınınen önemli elemanıdır. Glükoz-Alanin çevriminin anahtarlarındandır

Bu çevrim, kasların ve diğer dokuların, diğer amino-asitlerden enerji çekmesine ve kullanmasına olanak sağlar, bağışıklık sisteminin kurulmasına yardım eder.

Aspartik Asit : Karbonhidratların kas enerjisine dönüştürülmesini sağlar, bağışıklık sistemi elemanlarını yapılandırır, egzersiz sonrası oluşan amonyak seviyesini düşürür.

Cystin : Güçlü doku bağları ve antioksidan olayına yardım eder, iyileşme sürelerinde etkildir. Beyaz kan hücrelerinin aktivitelerine ve iltihaplardan kaynaklanan ağrıların dindirilmesine yardımcı olur.

Deri ve saç oluşumunda önemlidir.

Glutamik Asit : Glutamin, prolin, ornitin, arjinin, glutation ve GABA’nın başlıca öncüsüdür. Beyin metabolizması ve diğer amino asitlerin metabolizmasında önemli yer tutar.

Potansiyel enerji kaynağıdır.

Glutamin : En verimli amino-asittir
Bağışıklık sistemi fonksiyonlarında anahtar bir önemi vardır
Önemli bir enerji kaynağıdır. Özellikle, kalori kısıtlaması esnasında, böbrek ve bağırsak fonksiyonlarına yardımcı olur. Beyni besleyerek, hafıza, zeka ve konsantrasyon sistemlerine yardım eder.

Glysin : Diğer amino-asitlerin yapımına yardımcıdır. Hemoglobin ve sitokromların ( Enerji üretiminde rol oynayan enzimler) yapısal parçalarındandır. Sakinleştirici etkisiyle manik-deprasif ve agresif bireylerin tedavisinde kullanılır, Glikojen hareketini sağlayan, glükagon’u üretir, şeker isteğini engellemeye yardım eder.

Ornitin : Yüksek dozlarda büyüme hormonunun salgılanmasını arttırır, bağışıklık sistemi ve karaciğer fonksiyonlarına yardım eder, iyileşmeyi hızlandırır.

Prolin : Doku bağları ve kalp kası oluşumunda önemli bir rolü vardır. Kas enerjisi için çabuk harekete geçer, Kolajen oluşumunun önemli bir parçasıdır.

Serin : Hücrelerin enerji üretiminde etkilidir, hafıza ve sinir sistemi fonksiyonlarına yardımcıdır

Bağışıklık sistemi maddelerinin oluşumuna katkıda bulunur (Immuno-globin, anti-bodies )

Torin : Yağların emilimine ve elenmesine yardım eder, beynin ve retina’nın bazı bölgelerinde nörotransmit gibi işlem görür.

Vücutta dolaşan kanda 300 gram civarında protein bulunur. Organizmadaki hücreler kandaki bu proteini alarak kendi hücre özelliğine uygun protein haline getirirler. Kas geliştirme amacı ile yapılan çalışmalar sırasında kanda yeterli amino asitler olmazsa yeni hücre yapımı da olmaz.

Antrenman sırasında zorlanan kaslarda yıpranan hücreler bu amino asitler tarafından yenilenirler. Gereğinden fazla alınan protein, vücudumuzda proteini depo edebilecek ayrı bir merkez bulunmadığından, karaciğerde parçalanarak üre halinde böbreklerden atılır. Bunların fazla olan bir kısmı ise vücutta yağa dönüşür. Ayrıca fazla protein kalsiyum atımını da hızlandırmaktadır.

Buna göre tüm sportif aktiviteler için alınması gereken protein miktarlarının da dengeli ve yeterli düzeylerde olması gerekmektedir. Az alındığı takdirde gelişmenin ve kuvvetin olamayacağı da bir gerçektir. Bu nedenle protein alım oranınız arzuladığınız sağlık ve fitness amaçlarınıza bağlıdır.

Protein alım miktarı ne kadar olmalıdır ?
Normal kişide ve antrenman yapılmadığı günlerde günlük protein gereksinimi, Alman Beslenme Kurumu (DGE) verilerine göre kilo başına 0,8 gram kadardır.Bu miktara göre örneğin 70 kilo ağırlığında bir kişinin günlük normal protein gereksinimi 56 gram olacaktır. Vücut geliştirme ve güç kazanma amacıyla yapılan çalışmalarda bu miktar, antrenman günleri yaklaşık iki misli artmaktadır. Buna göre normal çalışma günleri, örneğin bir vücutçunun, eğer vücut ağırlığı 70 kilo ise, alması gereken protein miktarı da 105 – 140 gram arasında olacaktır.

Çeşitli Spor Branşlarına Göre Alınacak Protein Miktarları (Her vücut kilosu için)

Mukavemet Sporları: 1,2 – 1,5 gr.

Çabuk Kuvvet Sporları 1,5 – 1,7 gr.

Kuvvet Sporları 1,5 – 2,0 gr.

Burada dikkat edilecek konu, besinin ne kadar alınabileceğidir. Genelde et türlerinin % 80 miktarı su ve diğer maddelerden oluşmaktadır.

Buna göre 100 gram protein almak için 500 gram civarı et türüne gereksinim duyulacaktır. Bu sebeble, protein ihtiyacı beslenme şemasındaki protein değerlerine göre hesaplanmalıdır.

Proteinlerin çeşitleri :

Proteinler ikiye ayrılmaktadır:

1. Hayvansal Proteinler : Et, balık, tavuk, süt. yoğurt, yumurta, deniz ürünleri vs.

2. Bitkisel Proteinler : Kuru baklagiller (Mercimek, nohut, fasulye), tahıllar ve sebzeler.

İyi protein seçimi % 50 hayvansal % 50 bitkisel karışımdan oluşmalıdır. Fakat bu karışım, vücut geliştirme yarışmaları öncesi, vücutçularda % 90 hayvansal proteine dönüştürülür. Proteinin % 10’luk kısmı “Ergojenik Yardımcılar” denilen beslenme katkıları ile alınmalıdır. Bunlar da çeşitli amino asitler veya % 80’in üzerinde protein içeren “toz” proteinlerdir.

Sayfanın üstüne git